KÖFTE VİLLA

Çocukluğuma dair aklımda yer eden lezzetlerden birisi de Bebek’te gece yarısı yenen köftedir.
90lı yılların başında –ki ben o zamanlar ilkokuldaydım-Bebek sahilindeki köfte arabaları gece dışarı çıkanlar ya da evde otururken karnı acıkan müdavimler ile dolup taşardı. Her arabanın kendi sabit müşterileri vardı ve sabahın ilk ışıklarına kadar oradaydılar.
90lı yılların başında –ki ben o zamanlar ilkokuldaydım-Bebek sahilindeki köfte arabaları gece dışarı çıkanlar ya da evde otururken karnı acıkan müdavimler ile dolup taşardı. Her arabanın kendi sabit müşterileri vardı ve sabahın ilk ışıklarına kadar oradaydılar.
Ne zaman gitsek hep aynı kalitede aynı lezzette olurdu burası ve bu kadar yolu gelmeye değer dedirtiyordu bize.

Sahilin en iyisi ve bizim gibi bir çok kişinin müdavimi olduğu yer Ali ve Osman kardeşlerin işlettiği yerdi. Ne zaman gitsek tıklım tıklım dolu olurdu ve önünde park yeri bulursanız şanslı gününüzdesiniz demekti. Havanın nasıl olduğu önemli değildi keza kar yağdığı vakit gittiğimizi bilirim. Nerdeyse ilköğretimi burada bitirdim diyebilirim.
Belediye tarafından sahildeki arabalar kaldırılınca uzunca bi süre bu lezzetten mahrum kaldık.
Belediye tarafından sahildeki arabalar kaldırılınca uzunca bi süre bu lezzetten mahrum kaldık.
Arabanın nereye taşındığını da bilemediğimizden gidemedik.
2003 ya da 2004 senesinde maç çıkışında, dayım “bak seni nereye götüreceğim” diyerek Etiler’den -Akmerkez’in arkasından- Arnavutköy’e inen yokuşun oraya gittik. Nedendir bilmem arabayı görünce garip bir heyecan yaşadım; çocukluğumdan kalma bir anı olduğundan olsa gerek çok mutlu oldum. Sanki kıtlıktan çıkmışcasına hemen bir dürüm ardından da bir yarım söyleyerek hasret giderim :))) Yine her zamanki gibi lezzetli ve aynı değişmeyen mükemmellikteydi. Ardından seyyar halden yerleşik hale geçerek yine Arnavutköy yokuşunda Köfte Villa olarak hizmet vermeye başladı.
2003 ya da 2004 senesinde maç çıkışında, dayım “bak seni nereye götüreceğim” diyerek Etiler’den -Akmerkez’in arkasından- Arnavutköy’e inen yokuşun oraya gittik. Nedendir bilmem arabayı görünce garip bir heyecan yaşadım; çocukluğumdan kalma bir anı olduğundan olsa gerek çok mutlu oldum. Sanki kıtlıktan çıkmışcasına hemen bir dürüm ardından da bir yarım söyleyerek hasret giderim :))) Yine her zamanki gibi lezzetli ve aynı değişmeyen mükemmellikteydi. Ardından seyyar halden yerleşik hale geçerek yine Arnavutköy yokuşunda Köfte Villa olarak hizmet vermeye başladı.

Köfte, malzeme olarak farklılık gösterir yapılan yerlerde ama yapan eller daha önemlidir,hüner onlardadır çünkü.
Dürüm,çeyrek,yarım olarak seçenekleri var.Çocukluğumdan kalan lezzetin içinde kaşarlı olanın yeri bir başkadır.Eritme kaşarı yediğim ilk yer burasıdır.Köfteniz hazırlanırken bir dilim kaşar da ızgaranın üzerine atılıyor bir güzel pişip kendini bırakırken köftelerden önce lavaşın ya da ekmeğin üzerine sürülüyor .Kesinlikle denenmesi geren bir detaydır. Köfte haricinde antrikot da mevcut ve o da gayet başarılı bir şekilde hazırlanıp sunuluyor.
Dürüm,çeyrek,yarım olarak seçenekleri var.Çocukluğumdan kalan lezzetin içinde kaşarlı olanın yeri bir başkadır.Eritme kaşarı yediğim ilk yer burasıdır.Köfteniz hazırlanırken bir dilim kaşar da ızgaranın üzerine atılıyor bir güzel pişip kendini bırakırken köftelerden önce lavaşın ya da ekmeğin üzerine sürülüyor .Kesinlikle denenmesi geren bir detaydır. Köfte haricinde antrikot da mevcut ve o da gayet başarılı bir şekilde hazırlanıp sunuluyor.
Köfte Villa akılda bulunması ve sık sık ziyaret edilmesi gereken bir yer ve günün her saati açık.

En son gittiğimizde Osman Abi ile torunu Hamza oradaydı. Adıyla yaşasın,Maşallah.

0 yorum:
Yorum Gönder